Türkiye, uluslararası bir enerji terminali olur mu?
Konumu itibariyle Hazar, Orta Asya ve Orta Doğu arasında stratejik öneme sahip bir noktada bulunan Türkiye’nin, enerji terminali olup olamayacağı sorusuna, uzmanlarla birlikte yanıt aradık.
Türkiye’nin doğalgazda yüzde 65 oranında Rus gazına olan bağımlılığının, 2020’de iki katına ulaşacağının öngörüldüğü günümüzde, arz güvenliği için kaynak çeşitlendirilmesi de gün geçtikçe önem kazanıyor. Bu bağlamda başta Nabucco olmak üzere birçok doğalgaz boru hattı projesi için yatırımlarına hız veren Türkiye için, İran ve Türkmenistan ile kurulacak ilişkiler de ön plana çıkıyor. Nabucco’ya alternatif olarak devreye soktuğu “Güney Akım” projesi ile sadece Türkiye’nin değil AB’nin de tek doğalgaz tedarikçisi olma özelliğini Türkiye’ye kaptırma niyetinde olmadığının sinyalini veren Rusya ise, Türkiye için şimdiden risk oluşturuyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Deloitte tarafından yakın zamanda hazırlanan “Türkiye Doğal Gaz Piyasası” raporu da, Türkiye’nin enerji terminali olma yolundaki fırsatlarını ve karşı karşıya kaldığı riskleri ön plana çıkararak, kaynak ülkeler ile doğal gaz iletimini sağlayacak boru hatlarının oluşturulmasının önemine dikkat çekiyor. Raporda ayrıca, doğal gaz sektöründe serbest piyasa koşullarının oluşması için gösterilen çabalar ve Türkiye’nin uluslararası enerji terminali olma vizyonu üzerinde de duruluyor.
Liberal bir piyasa
Nabucco ve diğer projeler için ortaya atılan görüşleri değerlendiren Naturgaz Genel Müdürü Ali Arif Aktürk’e göre, çoğunlukla iç politika malzemesi yapılan hususlar, Türkiye’nin yurt dışında inanırlığını kaybetmesine sebep oluyor. ‘Türkiye, nasıl ve niçin transit ülke olacak?’ gibi soruların çoğu kez göz ardı edildiğinden yakınan Aktürk, arz güvenliği açısından herkesin emtiasını satışa sunabileceği bir pazaryerinin Türkiye’de olması gerektiğine dikkat çekiyor. Bu sayede Türkiye’nin ihtiyacı olan doğalgazı istediği zaman pazarda oluşan fiyattan alma imkânı sağlayabileceğini belirten Aktürk, Türkiye’de siyasi iradenin, transit konusunda hedefe ulaşabilmesi için, elle tutulur adımları bir an önce atması gerektiğini savunuyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin mevcut yaklaşımlarından vazgeçip, yeni bir konsepti ortaya koyması gerektiğinin de altını çizen Aktürk, “Transit konusunun, enerji arz güvenliği ile birlikte, doğalgazın kaliteli, sürekli, ucuz ve rekabete dayalı esaslar çerçevesinde tüketicilerin kullanımına sunulabilmesi için, doğalgaz piyasasının serbestleştirilerek, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir doğalgaz piyasasının oluşturulması hedefi doğrultusunda değerlendirilmesi gerekiyor” diyor.
Serbestleşme sürecinin hızlandırılması ile ilgili olarak Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Endüstri Lideri Sibel Çetinkaya ise, “Türkiye enerji sektörü 2001’den beri yaşanan gelişmelerle liberal bir piyasa olma yolunda başarıyla ilerliyor. BOTAŞ’ın hâkim konumunun gerçekçi bir planlamayla azaltılması ve toptan satış alanında özel sektör oyuncularının etkinliğinin artırılması, sektörün sağlıklı gelişimi açısından büyük önem taşıyor” yorumunu yapıyor.
İpek Yolu
Ulusal Enerji Forumu’nda yaptığı konuşmada, Dünya enerji tüketiminin yüzde 70’inin Avrasya’da gerçekleştiğini belirten Rusya Federasyonu Bilim Akademisi Enerji Araştırma Enstitüsü Dünya Enerji Piyasası Araştırma Merkezi Başkanı Tatyana Mitrova,“Tüketimin 2030’a kadar yüzde 46 oranında artacağını da göz önüne alırsak, yirmi yıl mevcut iletim alt yapısının aynısını ya da yarısını inşa etmek zorundayız” diyor. Doğalgaz tüketiminde Çin’de yaşanan artışın yanı sıra Hazar bölgesi ve BDT’deki ülkelerin de yeni tüketiciler olarak piyasaya girdiğini belirten Mitrova, üreticiler ile tüketiciler arasında değişen dengelerin yeniden kurulması gerektiğinin altını çiziyor. Rusya’nın en büyük üretici ve taşıyıcı olması sebebiyle, 4 büyük doğalgaz piyasasının ortasında yer alan Hazar Denizi bölgesinin kontrolünü elinde bulundurduğunu ifade eden Mitrova, bölgede gerçekleştirilmiş ya da tartışılan önemli doğalgaz projelerinin varlığına dikkat çekiyor. “Tüm bu projeler, Asya ve Avrupa piyasalarının kısa yoldan birleşmesi, yani İpek Yolu’nun canlandırılması anlamını taşıyor” diyen Mitrova, Hazar Bölgesi’nin 2020-2030’a kadar kavşak noktası olma özelliğini koruyacağını da sözlerine ekliyor. Avrupa ve BDT ülkelerinin gelişmiş yerleşik piyasaları ile hızla gelişen Yakın Doğu ve Asya piyasalarının da göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatan Mitrova; Belçika, İngiltere, Polonya ve Türkiye’nin de yakın zamanda doğalgaz merkezi haline geleceğinin altını çiziyor.
Kaçan fırsatlar
Rus gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya verilecek boru hattı ile 2.Mavi Akım yaratılmasını öngören proje teklifinde, Türkiye’nin karar vermekte gecikmesi sebebiyle Rusya tarafından devre dışı bırakıldığını hatırlatan Bosphorus Gaz Genel Koordinatörü Tuğrul Erkin, şimdilerde Rus gazının Karadeniz’in altından Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden, Avrupa’ya iletileceğine dikkat çekiyor. Bu doğrultuda, Türkiye’nin, doğrudan doğruya köprü olma hakkını kaybedeceğini vurgulayan Erkin, Burgaz- Dedeağaç’tan gelen petrolün, Türkiye sınırının biraz ilerisinden taşınacağını hatırlatarak, bu projede de verilemeyen kararların Türkiye’nin enerji terminali olma şansını yitirmesine sebep olduğunu belirtiyor.
Türkiye’nin petrol ve doğalgaz rezervlerinin dörtte üçünün bulunduğu coğrafyalar ile enerjinin en büyük tüketim alanı Avrupa arasında bir kavşak noktası olduğuna dikkat çeken SOİL Reklâm ve Pazarlama Koordinatörü Batuhan Çağlar ise, “Rusya’nın kendisinin ve Türkî cumhuriyetlerin petrol-doğalgaz rezervlerini Avrupa’ya pazarlama stratejisi geliştiriyor olmaları, Avrupa’yı alternatif rotalar aramaya itiyor” yorumunu yapıyor. Bu bağlamda, bölgede dengeleri değiştirecek kilit noktanın Türkiye olduğunu hatırlatan Çağlar, Türkiye’nin elindeki kartları akıllıca oynaması durumunda, bölgede etkin konuma gelebileceğinin altını çiziyor.
Asıl gönülde yatan
En azından Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak miktardaki gazın ülke topraklarından geçmesinin, Türkiye’nin enerji terminali haline gelebilmesi açısından güven vereceğini belirten Tuğrul Erkin, bu durumun enerji güvenliği üzerinde önemli bir unsur teşkil ettiğine de dikkat çekiyor. Asıl gönülde yatanın, Türkiye’ye gelen gazın çeşitli yerlerden alınan gaz ile karıştırarak yeni fiyatlar oluşturulması suretiyle Avrupa’ya verilmesi olduğunu dile getiren Erkin’e göre, bu sayede Türkiye için kâr payı da yaratılabilir. Türkiye’nin toplam enerji tüketiminde dünya ortalamasının altında yer aldığını da hatırlatan Erkin, talebin sürekli ve büyük oranda artışının hedeflenmesi gerektiğini söylüyor.
ABD, Rusya gibi gelişmiş enerji ve doğal enerji kaynakları bulunan ülkelerin bile güçlü enerji enstitü ve kurumlarına sahip olduğunu belirten Erkin, “Bu enstitü ve kurumlar yeni enerji kaynakları bulma, enerjiyi en verimli şekilde kullanma, çevre dostu yakıt yakma gibi görevleri yerine getiriyor. Dolayısıyla bizim de teknoloji, enstitü vs. geliştirerek talep artışını sağlamalıyız” diyor.
Nabucco için 40 milyar metreküp gaza ihtiyaç var
Ulusal Enerji Forumu katılımcısı Bosphorus Gaz Genel Koordinatörü Tuğrul Erkin, Türkiye’den doğalgazı geçirecek olan projelerden biri olarak adlandırılan Nabucco ile ilgili şu bilgileri veriyor; “Nabucco’nun sevk edeceği, yani o boru hattını dolduracak olan gaz da maalesef bulunmuş değil. Dolması için 40 milyar metreküp gaza ihtiyaç var. Azerbaycan en fazla, 8 milyar metreküp verebiliyor. İran’a güvenilmez, Türkmenistan projeye artık pek yanaşmıyor, Irak’ta da durum belli. Bu süreçte problemlerin çözülerek, Nabucco’ya gaz verilebilmesi alternatifi yaratabilirsek, Türkiye’nin bir başka kaynaktan Avrupa’ya gidecek köprü olmasını sağlayabiliriz.”
Türkiye'nin arz ve talep arasında köprü olma durumunu en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiğine dikkat çeken Erkin’e göre, Asya'daki yeni boru hatlarına dâhil olmanın yolları bulunarak, İran ve Irak doğalgazının Türkiye üzerinden geçmesinin sağlanması gerekiyor.
Dünya Bankası’na göre Türkiye’nin doğalgaz sektöründeki SWOT Analizi
Güçlü | Zayıf |
Yüksek Talep Artış Potansiyeli | Tekelci Pazar |
Arz Bakımından Olumlu Coğrafya | Finansal Risklerin BOTAŞ ve dolayısıyla kamuda olması |
Gelişmiş İletim Altyapısı | Gaz Depolarının Olmaması |
Alternatif İletim Kaynaklarının Kıtlığı | Pazara Girişte Yüksek Engeller |
Yerli Üretim Azlığı | |
Fırsatlar | Riskler |
Çeşitli arz kaynaklarına erişim | Arz Fazlalığı |
Transit ülkesi olabilme potansiyeli | Yerleşik Satıcıların Gücü |
Sosyal ve ekonomik ilerleme potansiyeli | Belli başlı tedarikçi Gazprom’un aynı zamanda toptan piyasada rekabet etmesi |
Yerli ve yabancı yatırım potansiyeli | Doğalgaz boru hattı ve LNG sevkiyatının güvenliği |
Kaynak: Deloitte –Türkiye ve Doğalgaz Piyasası Gelişmeler 2008
Kontrata Bağlanmış Arz Miktarları
YILLAR | 2007 | 2008 | 2009 | 2010 | 2015 | 2020 | |
Cm3 | RUSYA FEDERASYONU | 6000 | 6000 | 6000 | 6000 | 0 | 0 |
Cm3 | 1. LNG (M.EREĞLİSİ) CEZAYİR | 4444 | 4444 | 4444 | 4444 | 0 | 0 |
Cm3 | 1. LNG (M.EREĞLİSİ) NİJERYA | 1338 | 1338 | 1338 | 1338 | 1338 | 1338 |
Cm3 | İRAN | 9556 | 9556 | 9556 | 9556 | 9556 | 9556 |
Cm3 | RUSYA FED. (İLAVE)(BATI) | 8000 | 8000 | 8000 | 8000 | 8000 | 8000 |
Cm3 | RUSYA FED. (KARADENİZ HATTII) | 10000 | 12000 | 14000 | 16000 | 16000 | 16000 |
Cm3 | TÜRKMENİSTAN(*) | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
Cm3 | AZERBAYCAN | 3000 | 5000 | 6600 | 6600 | 6600 | 6600 |
Sm3 | TOPLAM ARZ | 41621 | 45553 | 49092 | 51059 | 40791 | 40791 |
(*) : Doğal gaz alımı belirsizliğini korumaktadır.
Kaynak: BOTAŞ
Activeline Dergisi'nin 100.sayında yayınlanan haberim
Etiketler: Dergilerde yayınlanan haberlerim
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa