Biyogazder: Biyogaz üretiminde sıfır noktasındayız
Türkiye'de biyogaz üretiminin “sıfır noktasında” olduğuna dikkat çeken Biyogazder (Biyogaz Yatırımlarını Geliştirme Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Ünal, pahalı teknolojiler gerektiren biyogaz tesis yatırımlarının devlet tarafından desteklenmesinin gerektiğinin altını çiziyor.
Son yıllarda medyada biyogaz haberleri ön plana çıkar oldu. Öyle ki, “Patates kabuğundan biyogaz üretilecek”, “biyogaz üretim tesisi kuruluyor” gibi birçok haber medyada yer aldı. Peki nedir bu biyogaz? Organik gübre mi, biyogaz mı daha iyidir? AB ile kıyaslandığında Türkiye biyogaz üretiminde ne durumdadır? sorularına Biyogazder (Biyogaz Yatırımlarını Geliştirme Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Ünal'dan aldığımız görüşler doğrultusunda ışık tuttuk.
Hayvansal ve bitkisel atıkların oksijensiz ortamda ayrışması sonucu ortaya çıkan bir gaz karışımı olan biyogazın, entegre tesislerinin mevcut organik gübre üretim düzeneklerinin daha teknolojik ve hızlı işlem sürecini içerdiğini belirten Ünal sözlerini şöyle sürdürdü; “Gazlaşmanın kontrolü ve karbon sertifikasının 2 katı değerlendirmesi ile daha verimli bir yatırım geri dönüşümü sağlanır. Biyogaz işleminin hacimsel olarak en büyük çıktısı organik gübre olması nedeniyle biyogaz tesislerini; bilinen organik gübre tesislerinin bir üst kümesi şeklinde tanımlamamız yanlış olmaz”.
“Sıfır noktasındayız”
Türkiye'nin biyogaz üretiminin, birkaç üniversite ve çöpgazları konusunda yapılan pilot çalışmalar dışında sıfır noktasında olduğuna dikkat çeken Ünal konu ile ilgili, “Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde oldukça etkin hale gelecek olan biyogaz tesisleri, kullanım alanı için bu konulara yönelik çalışmaların getirisini en yüksek seviyede tutacaktır. En güvenli ve en karlı yatırım; bu zaman zarfı içerisinde yatırımcısına başka hiçbir ticaretten kazanamayacağı getiriyi sağlayacaktır” yorumunu yaptı.
Türkiye'nin biyogaz üretiminin, birkaç üniversite ve çöpgazları konusunda yapılan pilot çalışmalar dışında sıfır noktasında olduğuna dikkat çeken Ünal konu ile ilgili, “Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde oldukça etkin hale gelecek olan biyogaz tesisleri, kullanım alanı için bu konulara yönelik çalışmaların getirisini en yüksek seviyede tutacaktır. En güvenli ve en karlı yatırım; bu zaman zarfı içerisinde yatırımcısına başka hiçbir ticaretten kazanamayacağı getiriyi sağlayacaktır” yorumunu yaptı.
Biyogaz tesis yatırımlarının pahalı teknolojiler olması sebebiyle devlet tarafından desteklenmesinin gerekliliğine de değinen Ünal, “Avrupa biyogaz ve biyokütle işine 30 sene önce başlayarak bugün teknoloji satar hale geldi. Bu tür yatırımların hepsinde en az yüzde 30 devlet hibeleri ve elektrik alım garantileri mevcuttur. Biyogaz ve biyokütle tesislerinin girdileri içinde ayrıca devletin zorlayıcı kanunlarının olması gerekmektedir. Atık üreten her tesis, yüzde 100 bu atıkları ne yaptıkları ile ilgili bildirimde bulunmalı ve belgelerle ispat etmelidir” dedi.
Kırsal alanda biyogaz tesislerinin teşviki
Ciddi ödeme güçlüğü içinde bulunan başta tarım ve hayvancılık ile uğraşan kırsal bölge adresli emekçi ve girişimcilerin finansal açıdan yeni yatırım modelleri konusunda desteklenmesinin ön koşul olduğuna dikkat çeken Ünal sözlerini şöyle sürdürdü: “Değişik kooperatif, birlik veya firma yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde sistemin faydaları konusunda mutabık olmadığımız hiçbir kimse bulunmamaktadır. Tek sorun bu tip bir yatırımın orta vadede finansı ile destek beklentileridir. Dernek olarak, tüm enerji türlerinin torba yasa içinde bulunmasının baştan beri yanlış olduğunu savunuyorduk ve bu tezimizin ne kadar doğru olduğu bir kez daha ortaya çıktı” .
Ciddi ödeme güçlüğü içinde bulunan başta tarım ve hayvancılık ile uğraşan kırsal bölge adresli emekçi ve girişimcilerin finansal açıdan yeni yatırım modelleri konusunda desteklenmesinin ön koşul olduğuna dikkat çeken Ünal sözlerini şöyle sürdürdü: “Değişik kooperatif, birlik veya firma yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde sistemin faydaları konusunda mutabık olmadığımız hiçbir kimse bulunmamaktadır. Tek sorun bu tip bir yatırımın orta vadede finansı ile destek beklentileridir. Dernek olarak, tüm enerji türlerinin torba yasa içinde bulunmasının baştan beri yanlış olduğunu savunuyorduk ve bu tezimizin ne kadar doğru olduğu bir kez daha ortaya çıktı” .
Ünal, 2005'de kanunlaşmış yasanın varolduğuna değinerek, “Yapılacak en akıllıca iş, ülkenin gerçeklerini ve ihtiyaçlarını acilen belirleyerek her alanda farklı çalışma yapıp, birbirine bağlı olamayan tekliflerle desteklenmesidir. Değişik yenilenebilir enerjilerin, birbirine zarar verecek şekilde torba yasa yüzünden bekletilmesi sektöre zarar vermektedir”.
Tarım Market Dergisi'nin Kasım -Aralık 2010 sayısında yayınlanan haberim
Etiketler: Dergilerde yayınlanan haberlerim
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa