Kıbrıs ve Enerji

Doğu Akdeniz’de stratejik konuma sahip olan “Yavru Vatan”, Kuzey Kıbrıs'a uzanıp, ülkedeki enerji sektörüne göz atalım dedim.

Akdeniz’in Sicilya ve Sardinya’dan sonra üçüncü büyük adasında yeralan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), ada ülkesi olmasının getirdiği zorlukların yanı sıra maruz kaldığı ambargolar sebebiyle de ekonomide istikrarı yakalamakta zorlanıyor. Şüphesiz Kıbrıs konusundaki çözümsüzlük de, uluslararası piyasalara ulaşılmasını zorlaştırıyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, 2000’li yıllardan sonra özel sektörün tüketim ve yatırım harcamalarının belirleyici rol oynamaya başlamasının ise ada ekonomisine canlılık getirdiğini söyleyebiliriz. Bununla beraber, ülkedeki sanayi faaliyetlerinin gelişiminde ham madde, enerji, ulaşım, pazarlamanın yanı sıra siyasal durum da oldukça etkili oluyor.

Taş ocakları ve alternatif kaynaklar
Yetersiz yer altı kaynakları ve yüksek taşıma maliyetleri ülkede, ihtiyacı karşılayacak düzeyde üretimin gerçekleşmesini engelliyor. Bu da makine ve nakliye araçlarının ithalatını körüklüyor. Bununla beraber inşaat sektöründe kullanılan alçı taşının, ülkede bol olması, taş ocakları ve inşaat sektörünün ekonomideki payını arttırıyor. Kaldı ki, çeşitli büyüklükte 22 alçı taşı yatağına sahip KKTC'nin, Türkiye, Lübnan ve Romanya'ya alçı taşı ihracatı yapıyor olmasının da bu duruma örnek teşkil ettiği söylenebilir.

Diğer yandan elektrik üretimini fosil yakıtlardan karşılayan KKTC, küresel ısınma ile gündeme gelen yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelişin de dışında kalmıyor. Öyle ki, AB üyeliğini hedefleyen Kuzey Kıbrıs, üye ülkelerin enerji ihtiyacının belli bir oranda alternatif kaynaklardan karşılanması yükümlülüğüne uyabilmek için de çalışmalarını sürdürüyor. Bu bağlamda da özellikle güneş ve rüzgar enerjisi kaynaklarının yatırımlarına önem veriyor.